Av. Dr. Dilek Ekmekçi'nin Milli Damar İfşasına Kumpas Dava Yağmuru

Yeni Özgür Politika'dan Gülcan Dereli akademisyen Dilek Ekmekçi ile kendi hikayesini araştırırken ulaştığı derin ilişkiler ağını ve bunu deşifre ettikten sonra maruz kaldığı kumpas dava yağmurunu konuştu.

1982
Av. Dr. Dilek Ekmekçi'nin Milli Damar İfşasına Kumpas Dava Yağmuru

Benim 2018’de mücadeleye başladığım ve 2020’deki Aleyna Çakır’ın cinayet şüpheli ölümünden sonra kamuoyuna duyurduğum, devlete emanet kızları fuhuşa sürükleyen ve “Milli Damar” suç örgütüyle de örtüşen çete, kamuoyunda her infial uyandığında yeni kumpas ceza davalarıyla benim üzerime geldi.
 
Ben şunu gördüm; bu paralel devlet, derin devlet, gladyo, çete işlerinde siyasal İslamcılar ile sözde laik yaşam tarzını benimsemiş, Atatürkçü geçinen şahıslar iç içe geçmiş durumda. Mehmet Ağar, Melih Gökçek, Doğu Perinçek ve tabii ki bunların son sürümü olan Süleyman Soylu bu işlerin başrollerinde.
 
Ceza hukuku hocası, avukat, evlatlık bir kadın Dilek Ekmekçi; kendi ifadesiyle “biyolojik annesinin canının, fuhuşa sürüklenen biyolojik ablasının aklının, eski bürokrat ve siyasetçi babasının adının hakkını aradığı için” son 3 yılda Ankara merkezli 25 kadar ceza davasına, milyonlarca liralık tazminat davalarına, yirmiye yakın yakalamaya muhatap oldu. Bir peteğini bulup ihbar ederek başladığı mücadelede, eril arıların kovanına çomak soktuğunu anladı. Arılar tarafından sokulmak pahasına kovanın en kuytu köşelerinin şifrelerini bulması, kumpaslara karşı açtırmayı başardığı pek çok karşı dava, biyolojik annesini öldürmek iddiasıyla dayısına ve yengesine karşı açılan cinayet davası, JİTEM, askeri casusluk, fuhuş, Atadedeler, Ağar, Soylu bağlantılı çete kumpaslar silsilesini deşifre eden bir albayın itirafları onun en büyük kazanımları. 2021 yılında yaptığımız söyleşi, bu ilişkiler yumağına kamuoyunun dikkatini daha çok çekti. O zamandan bu yana Ekmekçi dava yağmuruna maruz kaldı, yılmadı, akademisyen titizliğini sürdürerek ilişkileri deşifre etmeye, kamuoyunun dikkatini perde arkasında cereyan eden kirli ilişkiler yumağına çekmeye devam etti. Biz de o zamandan bu yana neler olup bittiğini bir kez daha Dilek Ekmekçi'ye sorduk.

Yeni Yaşam Gazetesi'nde 2021 yazında yaptığımız röportajdan sonra süreç nasıl ilerledi?

Röportajı Edanur Kaplan, Esra Hankulu isimli genç kadınların cinayet şüpheli ölümleri, Sedat Peker’in ifşaları sonrasında kamuoyunda ilgi ve infial uyanan bir süreçte yapmıştık. Benim 2018’de mücadeleye başladığım ve 2020’deki Aleyna Çakır’ın cinayet şüpheli ölümünden sonra kamuoyuna duyurduğum devlete emanet kızları fuhuşa sürükleyen ve Hanefi Avcı’nın Nisan 2016’da ihbar ettiği “Milli Damar” suç örgütüyle de örtüşen çete, kamuoyunda her infial uyandığında üç beş tane yeni kumpas ceza davasıyla benim üzerime geldi. Yeni Yaşam’a verdiğim röportajdan sonra HDP'li kadın vekillerimiz pek çok soru ve araştırma önergesi verdiler. Remziye Tosun vekilimiz “Milli Damar suç örgütüyle” ilgili de önerge verdi. Konunun hem medyada, hem Meclis'te, hem de yargıda kayda girmesi aslında bu yapının en korktuğu şey. Ancak kumpas kurmak da en iyi bildikleri iş olduğu için konunun kamuoyunda her gündeme gelişinde, benim üzerime de yeni kumpaslarla geldiler. Bu süreçte çetenin kilit ismi olarak şikayet ettiğim Soylu’nun koruduğu Ağar ekibinden olan emniyet müdürü Koray Öner’e karşı tek bir dava açtıramadığım gibi, Koray Öner bana karşı açılan pek çok kumpas ceza dava ve soruşturmasında başrolde yer aldı.

Buna rağmen çetenin bana karşı iftira ve yalan tanıklık amaçlı kullandığı maalesef yurtta yetişen ve fuhuşa sürüklenen biyolojik ablam G.Ç. dahil, TMO’da çalışan F.Ç., yine kamuda çalışan Z.G. gibi kadınlara da bana karşı iftira, kişisel verileri yayma ve hakaret gibi suçları sebebiyle ceza davaları açıldı. Yine beni ve çeteyi haber yapan ve müvekkilim olan bir kadın gazeteciyi hedef gösteren, Hablemitoğlu davasında da adını sıkça duyduğumuz “gazeteci” Zihni Çakır hakkında da bize hakaretten ceza davası açıldı. Biyolojik ablamın eskort gittiğini bizzat kendisinin bize anlattığı, daha önce de adı eskortlu kokainli skandala karışan Ankara Halk Ekmek Yönetim Kurulu üyesi, eski Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kaçmaz’a da bana hakaretten dava açıldı. Yine çetenin tehdit ve taciz amaçlı kullandığı, cezaevine girip çıkan sabıkası kabarık, Gökçek ve Ağar bağlantılı iki erkek şahsa da ceza davaları açıldı. Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat’ın bana karşı açtığı bütün davalar reddedildi. Son olarak Koray Öner’le beraber fuhuştan şikayet ettiğim ve Melih Gökçek’in adamı olan, Osmanlı Ocakları yöneticiliği de yapmış bir isim Ali Hancıoğlu hakkında da bana ve gazeteci müvekkilime hakaretten, takipsizliğe itirazımın kabulü sonrası dava açılmak üzere. Ancak beni sevinçten ağlatacak kadar mutlu eden biyolojik annemi öldürmekten Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde biyolojik dayıma ve eşine karşı açılan ceza davası oldu.


Koray Öner


Zihni Çakır

Peki size karşı açtırılan davalar ne durumda?

Şu ana kadar 25 civarında kumpas ceza davası derdesttir. Yakalamalar 20 civarını buldu sanırım. Artık saymıyorum. Soruşturmaları da saymıyorum. Süleyman Soylu İçişleri Bakanı koltuğunda oturduğu müddetçe bu davalardan olumlu sonuç beklentisi içinde olmadım. Bu yüzden hakimleri reddettim, pek çok savcıyı sistematik olarak adli kumpas kurdukları için işkenceden şikayet ettim. Hukuksuzlukları kayda geçirmeye devam ediyorum. Bu sürecin böyle gitmeyeceği aşikar. Zamanla düzeleceğinden şüphem yok. Önümüzdeki süreçte neler olacağını göreceğiz. Zira Ankara Adliyesi çok önemli ölçüde Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar’a bağlı Ankara emniyeti merkezli çetelerin kontrolünde, benim yine bu kumpaslar, bana ulaşan tanıklar ve müvekkillerim üzerinden deşifre ettiğim Mersin-Samsun kokain hattının merkezi konumunda. MHP genel merkezine de uzanan ve Sinan Ateş cinayeti ile Olcay Kılavuz ismi üzerinden biraz daha görünür olan inanılmaz ilişkiler ve bağlantılar var. Bu süreçte Levent Göktaş’ın avukatlarından asker kökenli Serdar Öztürk’ten telefonumu alarak bana ulaşan ve kumpaslar furyasını baştan itibaren çökertecek bilgiler veren bir de helikopter pilotu muvazzaf albay var. Benim açımdan en önemli gelişme bu oldu.

Kim bu muvazzaf albay, size ne gibi bilgiler verdi?

Şöyle özetleyeyim. Ben bu fuhuş çetesinin Emniyet Müdürü Koray Öner’in merkezinde olduğu peteğini Aleyna Çakır cinayetinden sonra twitterdan kamuoyuna duyurdum. Bunun üzerine bir gecede takipçilerim 350 civarından 38 binlere ulaştı. 10 milyona yakın insan böyle bir çetenin varlığından haberdar oldu. Bundan bir hafta sonra çetenin ve Koray Öner’in oyuncağı olmuş biyolojik ablamdan bir yalan tanık ifadesi alınıp, troller vasıtasıyla twitterda servis edildi. Fuhuş soruşturmasında verilen skandal takipsizliğe yaptığım itiraz jet hızıyla reddedildi ve iki ay içerisinde bana Koray Öner’e fuhuş iftirası attığım iddiasıyla kumpas dava açıldı. İşte bana ulaşan albay Aşkın Tunca, o ilk kumpas ceza davasını açan savcı Pınar Akdoğan’ın Ekim 2022’de boşandığı eşi. Benim biyolojik ablasına cinsel ilgi duyan lezbiyen ve ensest eğilimleri olan biri olduğum iftirası atılarak, belgeli tanıklı ifşalarım ve şahsım itibarsızlaştırılmak istendik. Hablemitoğlu cinayeti dosyasında savcı Zafer Ergün ve an itibariyle firari sanık Nuri Gökhan Bozkır ile teşrik-i mesaileri gündem olan Zihni Çakır da bu linç furyasında yer aldığı için şu anda bana hakaretten yargılanıyor. İşte tüm bu linç ve kumpaslar furyasını başlatan ilk davayı açan savcı Pınar Akdoğan’dı. Aynı savcı bana karşı Ankara Adliyesi'ndeki başka kumpas kilit davaların da merkezinde yer almış.

Av. Dr. Dilek EKMEKÇİ

Peki savcı Pınar Akdoğan’ın açtığı o dava şu anda ne aşamada, diğer davalar hangileri?

Pınar Akdoğan’ın, “benim Koray Öner’e fuhuş iftirası attığım iddiasıyla açtığı kumpas dava” yine skandal bir şekilde adı fuhuşla anılan ve askeri yargıdan geçme bir hakime düşürüldü. Eski eşi albayın anlattıklarından anladığım kadarıyla Pınar Akdoğan’ın bunda da payı olmuş. Zaten eşinin asker olmasını da adliyedeki ilişkilerini geliştirmek için kullanmış. Davanın düşürüldüğü hakim FETÖ kumpası denilerek kapatılan askeri casusluk fuhuş davasının sanığı bir asker, sonradan dava tersine dönünce de şikayetçi ve müdahil oluyor. Yani yalancı tanığı eskortluğa sürüklenmiş yurtta yetişmiş biyolojik ablam, müştekisi ablamı fuhuşa sürükleyen Emniyet Müdürü Koray Öner, hakimi ise askeri casusluk fuhuş davasının tarafı bir hakim. Ama iftira atmakla suçlanan benim düşünebiliyor musunuz? Tabii ki hakimi ilk celsede ve sonra defalarca reddettim. Savcı Pınar Akdoğan, yalancı tanık yapılan ablamın Koray Öner-Sevgi Evleri ilişkisini itiraf ettiği cümlelerini görmezden gelmiş, ablamın söylemediği cümleleri de ifadeye eklemiş. Ancak en skandal nokta, hiçbir delil toplanmadan, yalancı tanık yapılan biyolojik ablamı ve kumpasçı Koray Öner’i mahkemeye davet bile etmeden, celse arasında reddedilmiş hakime yakalama çıkarttırıp ve yakalama ile sözde ama aslında yapmadığım savunmamı alıp, reddedilmiş hakim tarafından, Koray Öner’in avukatı Emrah Güner’in annesinin hakimlik, babasının kaymakamlık, biyolojik ablamın eskort gönderildiğini bizzat Koray Öner’in anlattığı eski savcı Mehmet Kalkan’ın da savcılık yaptığı kokain hattının önemli noktası Çorum Sungurlu’nun eski savcısından da duruşmada mütalaa alıp, mütalaaya karşı süre bile vermeden, bana tehdit gibi gerekçe yazarak 10 ay hapis cezası verdiler. Bu kumpasta bu kadar pervasızca gaza basılmasının bir sebebi de Cevheri Güven’in benim fuhuş çetesi iddialarımı gündeme getirdiği ve 600 bin civarında kişinin izlediği videosuydu. Yani kamuoyu ve gazeteciler konuyu her işlediğinde, benim üzerime daha çok gelindi. Dosya şu an istinafta.

Ayrıca bana karşı iki önemli kumpasta daha Pınar Akdoğan’ın başrollerde olduğunu boşandığı albay eşinden öğrendim.

Bunlardan birisi HDP'li vekillerimizin de soru ve araştırma önergeleri verdiği dönemde hazırlanan en alçak kumpas. Bu kumpasta da İrfan Nuri Akdeniz isimli bir savcıyı ayarlıyorlar. Yine oyuncak edip kullandıkları biyolojik ablama bir şikayet dilekçesi verdiriyorlar, Tansu Çiller’in hukuk danışmanının oğlu avukat Emrah Güner hazırladığı dilekçeyi avukat olarak vermeye cesaret edemiyor. Çünkü benim o tarih itibariyle bile yıllardır görmediğim biyolojik ablama cinsel saldırıda bulunduğum iftirasını içeriyor. Sonra bu kumpas üzerinden bana yakalamalar çıkartıp, 6284 ile de tedbir kararı aldırıp çeteye ilişkin konuşmamı engellemek istiyorlar. Usulsüz tebligat ile Ankara 1. Aile Mahkemesi hakimi Selma Nilhan Tekinalp’e Mehmet Ağar’ın da adının geçtiği bir tweetimden dolayı 3 günlük zorlama hapsi kararı aldırıyorlar. Bu karar üzerine Pınar Akdoğan ile Koray Öner’in yazışmalarını bizzat albay bana anlattı. Koray Öner’e Pınar Akdoğan “gözün aydın patron” diyor. Koray Öner ise “sen olmasan adliyede yaprak kıpırdamaz” diyerek Pınar Akdoğan’ı bana karşı kumpaslardaki rolü ve başarısı sebebiyle takdir ediyor. Bu bel altı kumpasta başrolde olan İrfan Nuri Akdeniz Ankara’da çetenin mıntıka temizliği niteliğinde örneğin uyuşturucu baronu Ayhan Bora Kaplan’ın önünü açmak veya Koray Öner gibi emniyet müdürlerini fuhuştan aklamak için göstermelik uyuşturucu ve fuhuş operasyonlarını yapan bir savcıydı. Eşi Rabia Selma Şentürk Akdeniz de Selahattin Demirtaş’ı yargılayan ve Demirtaş’ın avukatlarının reddettiği bir asliye ceza hakimiydi. İrfan Nuri Akdeniz’i İskenderpaşa cemaatine bağlı babasına, kayınbabası olan ve skandallarıyla gündeme gelen siyasal İslamcı eski Kırşehir valisi Necati Şentürk’e ve kaymakam bacanağı ile hakim baldızına kadar deşifre edince, Ankara’da çok kullanışlı bu isimler karı koca İstanbul Anadolu’ya tayin oldular.   

Bir diğer kumpas ise Cumhuriyet gazetesinde de haber olan, devam eden babalık davamda babamın şaibeli hale getirilen mezar yerine müdahale ettiğim iddiasıyla açılan kumpas dava. Bu davayı da yine Pınar Akdoğan ve Koray Öner’in ortak arkadaşı, Süleyman Soylu’ya yakın Ümraniyespor Başkanı Tarık Aksar’ın ablası hakim Seyhan Aksar Orkun’a düşürüyorlar. Seyhan Aksar Orkun 60 yaşlarında olmasına rağmen çok genç görünen, çok pahalı estetik müdahaleler yaptırdığı söylenen, çok zengin ve yüksek yaşam standardında yaşayan, kapattığı Twitter hesabından iktidar ve muhalefetten siyasetçilerle çok büyük bir rahatlıkla yazışan değişik bir profil. Bu özgüveni Süleyman Soylu’ya yakınlıklarından ve tabii Türkiye’yi adeta ortadan ikiye bölen Mersin-Samsun kokain hattı bağlantılarından geliyor olsa gerek.

Zira Aksaray, Çorum, Kırşehir bu hatta çok önemli iller. Bakın Seyhan Aksar Orkun Aksaraylı, İrfan Nuri Akdeniz ve eşi Aksaray’da görev yapmış, ablamın eskort gönderildiği eski savcı Mehmet Kalkan da Aksaraylı. Koray Öner’in avukatı Emrah Güner Kırşehirli, fuhuş soruşturmasını örtbas eden savcı Mustafa Saylam Kırşehirli, İrfan Nuri Akdeniz’in kayınpederi Kırşehir eski valisi. Bu ilişkiler hayatın olağan akışı içerisinde açıklanmaya muhtaç.

Size ceza veren hakimin askeri casusluk fuhuş dosyasının tarafı olduğunu söylediniz, kokain hattından bahsettiniz biraz açar mısınız, başka ne gibi bağlantılar var?

Ben şunu gördüm bu paralel devlet, derin devlet, gladyo, çete işlerinde siyasal İslamcılar ile sözde laik yaşam tarzını benimsemiş, Atatürkçü geçinen şahıslar iç içe geçmiş durumda. Mehmet Ağar, Melih Gökçek, Doğu Perinçek ve tabii ki bunların görünürdeki yetkili son sürümü olan Süleyman Soylu bu işlerin başrollerinde. Ağızlarına da bir FETÖ sakızı almışlar, o sakızla her şeye FETÖ kumpası diyerek JİTEM’i, failli meçhulleri, fuhuşu, kokaini, askeri casusluğu, insan ticaretinden, akaryakıt kaçakçılığına işledikleri sınıraşan pek çok örgütlü suçu aklayabileceklerini sanıyorlar. Birkaç bin kişi, yargı ve emniyette kilit yerleri tutmuş, aralarında parsellemiş ve halkın kanını emiyor. Burada bahsettiğim kokain hattındaki iller üzerinden, ayrıca Süleyman Soylu’nun memleketi Trabzon ve Mehmet Ağar’ın memleketi Elazığ üzerinden bir network kurmuşlar.

Mehmet Ağar ve askeri casusluk üzerinden bir örnek vererek işin Kobanê davasına nasıl bağlandığını anlatarak bitireyim. 2022 yılında Ankara’da Elazığ Adalet Komisyonu eski başkanı Bahtiyar Çolak’ın baş sanıklarından olduğu Atadedeler çetesi davası başladı hatırlarsanız. Bu davadaki baş sanık Elazığ ve Mehmet Ağar bağlantılı Bahtiyar Çolak iki kritik davada mahkeme başkanlığı yapmış bir isim. Birincisi bana Mehmet Ağar’ın hamisi olduğu Koray Öner’e fuhuş iftirası attığım iddiasıyla kumpas ceza veren hakim İsmail Volkan Şahin’in müşteki müdahil olduğu sözde İzmir Askeri Casusluk fuhuş kumpasının yargılandığı dava, bir diğeri ise Kobanê davası. HDP'li vekillerimiz de Kobanê davası bağlantısı sebebiyle Atadedeler çetesi ve Bahtiyar Çolak ile ilgili TBMM’de araştırma önergesi verdiler ve gündeme getirdiler. Ancak şunu çok kişi fark etmedi. Atadeler çetesi davası ile kumpas denilerek tersine çevrilen askeri casusluk fuhuş dosyası arasında da inanılmaz benzerlikler var. Mesela İzmir Askeri Casusluk fuhuş dosyasında asker kıyafetli eskort olarak kamuoyuna yansıyan Narin Korkmaz isimli bir kadın var. Atadedeler çetesinde de asker kıyafetli Salice Fedakar isimli kadın Bahtiyar Çolak’tan sonra ikinci önemli sanık olarak kamuoyuna yansıdı. Bunlar asker kıyafeti giyerek böyle karışık işlere girme cesaretini nereden buluyorlar? Fantezi olsun diye mi giyiyorlar asker kıyafetini? Özetle Mehmet Ağar’a bir konuda hak vermek gerekiyor. Gerçekten bir duvar örmüşler. Bu network bir duvar ve bir tuğlayı bile feda etmeleri sıkıntı yaratır. Bu yüzden networkleri çok sağlam ve çeteye cezasızlık, çeteyle uğraşanlara ceza çok fazla. Bakın Bahtiyar Çolak tutuksuz yargılandı. Selahattin Demirtaş yıllardır siyasi rehine. Ben onlarca kumpas ile uğraşıyorum.

Haber: Gülcan Dereli (10.07.2023)
Kaynak: Yeni Özgür Politika 


Kaynak: Özel Haber
Yorum Ekle
İsim
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.